HDP’li Pervin Buldan: Ümit Özdağ’ın ırkçı ve faşist söylemlerine asla takılmayız
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Yeşil Sol Parti’den seçilen milletvekilleri ve basın mensupları Diyarbakır’da bir otelde bir araya geldi.
‘KILIÇDAROĞLU’NUN BİZİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN SÖZLERİ’
28 Mayıs’ta yapılacak ikinci cinsiyet seçimine ilişkin açıklamalarda bulunan Buldan, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile protokol imzalayan Zafer Partisi Genel Lideri Ümit Özdağ’ın önceki söylemlerine dikkat çekerek, şunları söyledi: , “Ben Ümit. Hem Özdağ’ın hem de Sinan Ogan’ın iki ittifakın ortasında ve iki ittifaka girerek birçok oyunu bozacak kadar büyük bir çıkış yaptığını söylemek isterim. O yüzden Ümit Özdağ’ın ne dediği bizi ilgilendirmiyor. Ümit Özdağ’ın ırkçı ve faşist söylemlerine asla takılmıyoruz. Bizim için esas olan Sayın Kılıçdaroğlu’nun topluma verdiği sözlerdir. Bunlar Sayın Kılıçdaroğlu’nun daha önce yaptığı açıklamalardır. İkincil tıpta kazanmak için Ümit Özdağ ile protokol imzalamış olabilirler. Ancak bizim için esas olan Sayın Kılıçdaroğlu’nun daha önce topluma yaptığı açıklamalar ve vaatlerdir. Bu kayyumların meselesidir, hem Kürt sorununun demokratik sistemlerle çözümlenmesi konusundaki söylemleri, hem de Türkiye’nin geleceği açısından demokratikleşme yönünde atılması gereken adımlar konusundaki söylemleri. Bunu baz alıyoruz ve ona bakıyoruz. Bu yüzden Ümit Özdağ son zamanlarda ırkçı ve faşist söylemleri çokça kullanıyor. Kürt düşmanlığını bir kez daha göstermektedir. Kürt halkı üzerinden bir takım oyunlar oynamaya çalışıyor. Ama asla ama asla bu oyunlara gelmeyeceğiz. Temel sorunumuz demokratikleşme sorunudur. Bizim asıl sorunumuz Türkiye’nin geleceğidir. Türkiye’nin demokratikleşmesi. Bu nedenle ırkçı ve faşist söylemlerin bizi bağlayıcı bir yanı yok” dedi.
‘İKİNCİ TUR OY VERELİM, HALKIN YANINA GİDELİM’
Vatandaşları oy kullanmaya ve oylarına sahip çıkmaya davet eden Buldan, “14 Mayıs’ta yapılan seçimlerin çok eşit koşullar altında demokratik bir ortamda yapılmadığını biliyoruz. Ancak tüm bunlara rağmen Yeşil Sol Parti olarak tüm bu engellere rağmen başarıya ulaştığımızı düşünüyoruz. 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi aslında tarihi bir yol ayrımıdır. Yeşil Sol olarak 2 gündür yaptığımız açıklamalarla birlikte ikinci tipte de tutumumuzu sürdüreceğimizi Yeşil Sol olarak kamuoyu ile paylaştık. Diyarbakır halkına bir kez daha bu çağrıyı yapıyorum. Oylarımızı ikinci cinsiyette kullanalım. Gelelim sandığa. Birinci cinste irademizi ve kararlılığımızı ikinci cinste de bir kez daha gösterelim. Elbette bütün sorunların kolayca çözülebileceği, demokratik adımların atılabileceği, Türkiye’nin huzur ve sükunetin yanı sıra refaha da kavuşacağı bir ortamın oluşması, Türkiye’nin rahat bir nefes alabilmesi ve Erdoğan’ın da bu seçimlere bağlı. ikinci ilaçta kayıp, tüm problemler kolayca çözülebilir. İkinci ilaçta kazanabilirsek demokrasinin inşasını gerçekleştirmiş olacağız. Bu yüzden bu kadar değerli ve tarihi bir seçim olacak. Sorun tabii ki Millet İttifakı değil, sorun Sayın Kılıçdaroğlu da değil. Biz soruna sadece Türkiye’nin geleceği olarak bakıyoruz. Biz de oyumuzu Türkiye’nin geleceği için verdik. Bu soruna böyle bakıyoruz. Bu nedenle Türkiye halkına, Türk toplumuna bir kez daha sandığa sahip çıkmaya, oyununa sahip çıkmaya ve burada oy kullanmaya davetimi tekrarlamak istiyorum.”
‘MİLLİYETÇİ TARTIŞMALAR HALKIMIZDA KILINÇLARA YOL AÇTI’
Daha sonra bir konuşma yapan Mardin eski Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, milliyetçi tartışmaların küskünlüklere yol açtığını belirterek, şunları söyledi:
“Son dönemlerde milliyetçi tartışmalar ister istemez halkımızda bir kırgınlık yaratmıştır. Bunun farkındayız. Halkımıza ve gençlerimize şu mesajı iletmek istiyorum. oyuna gelmeyin Protesto eder, sandığa gitmezseniz Erdoğan hükümetinin değirmenine su taşımış olursunuz. Bu bilinçle hareket etmek zorundasınız. Elbette tercihimiz Kılıçdaroğlu olurdu. Bu nedenle milliyetçi söylemler sonucunda halkımızda bir kırgınlık olduğunu görmekteyiz. Aynı kırgınlığı yaşıyoruz. Ama oynamamalısın. Bu seçimde bir bütün olarak sandık başında olmamız gerekiyor. Ümit Özdağ’ın kayyumla ilgili ortaya koyduğu protokolün bizim için hiçbir anlamı ve önemi yok. Biz bu ülkede demokrasiyi kalıcı hale getirmeye çalışıyoruz. Tüm anti-demokratik gelişmeler karşısında duruşumuz birebir olacaktır. Kim olursa olsun bizim tavrımız demokrasiden yana olacaktır. Kürt halkının özgür geleceğine yönelik çalışmalarımız ve taleplerimiz her zaman gündemde olacaktır. Bizim için temel talebimiz; Kürdistan’da yerlileri güçlendirmek. Demokratik bir Türkiye’de Kürt halkının sözlerinin ve kararlarının olacağı bir sürecin başlangıcıdır. Onunla uğraşıyoruz. Seçimlere fazla takılma. Kılıçdaroğlu mu yoksa Erdoğan mı gelecek? İşimiz aynı olacak. 40 yıllık çabamızın devamıdır. Doğal olarak Kürt halkı büyük bir bedel ödedi. Kürt halkının bu ülkeye faşizm getirenlerin yanında yer alması mümkün değildir. Kayyum sorunu elbette Kürt halkının iradesinin ipoteğidir. Bunun farkındayız. Kim gelirse gelsin bu ipoteğe karşı duruşumuzu göstereceğiz. Yerel yönetimlerde hiçbir arkadaşımıza dava açılmadı ama belediye başkanı olduktan sonra davalar açıldı ve zanlı olarak yakalandı. Kürt siyasetçiler cezaevinde, dokunulmazlıkları kaldırıldı. Muhalefet elbette sütten çıkmış bir şey değil ama biz Kılıçdaroğlu’ndan yanayız çünkü 2 seçenekten yanayız.” (HABER MERKEZİ)